Umut Dolu Bir Yolculuk: Tüp Bebek Hikayem

Tüp bebek yolculuğu, zorluklar ve umut. Feriha Yelboğa'nın kişisel deneyimiyle adım adım kısırlık tedavisi, eş desteği ve anne olmanın gücü. Yalnız değilsin!

Merhaba sevgili anne ve baba adayı!

​Baba ya da benim gibi anne olma hayali kuran, belki de şu an tüp bebek tedavisi yolculuğuna yeni adım atmış ya da atmayı düşünen biri olduğunu biliyorum. Eğer öyleyse, bil ki bu yolculukta yalnız değilsin.  

​Ben de hemşirelik mesleğimi sürdüren, eşiyle üç buçuk yıllık evliliğinde doğal yollardan çocuk sahibi olmaya çalışırken önce bir dış gebelikle sarsılan, ardından yılmadan tüp bebek tedavisine sarılan bir anneyim. 

Haydi, tamamen gerçek hayattan oluşan bu serüvenin en önemli adımlarına birlikte bakalım.

​Başlangıç Noktası: Tüp Bebek Kararı ve İlk Zorluklar

​Bizim tüp bebek kararımız, 2022 yılının Ocak ayında yaşadığım dış gebelikle başladı. Hamile olduğumu öğrendiğim büyük sürprizin hemen ardından, sol fallop tüpüme yerleşen bebek nedeniyle acil ameliyata alındım ve sol tüpüm alındı.  

​Altı aylık bekleme süresinin ardından doğal denemelerimiz 11 ay daha sonuç vermeyince, 35 yaşına gelmemizle birlikte doktorumuz net bir öneride bulundu: Tüp bebek tedavisine başlamak. Sol fallop tüpünün olmaması, hamilelik şansını doğal olarak düşürüyordu. Yaş faktörü de kapıdaydı ve bekleyecek vaktimiz yoktu. Eşim Levent’le bu kararı kabul ettik ve umut dolu yeni bir yola çıktık.  

​Tedavi Süreci: Aşamalar, Testler ve Değerlendirmeler

​Tüp bebek merkezine ilk başvurumuzda doktorumuz, hem benim hem de eşimin tıbbi öyküsünü detaylıca dinledi. Sürecin başlangıcı, bazı önemli testlerle başlar:  

​Kan Testleri ve Ultrason: Adetin 2. veya 3. gününde FSH, LH, E2 gibi hormon seviyeleri kontrol edilir ve vajinal ultrason yapılır. Bu, yumurtalık rezervini değerlendirmek için kritik bir adımdır.  

​Pap Smear: Rahim ağzı kanseri taraması yapılır. Benim testimde şüpheli bir durum görülse de, biyopsi sonucum temiz çıktı ve tedaviye devam edebildik.  

Rahim Filmi (HSG): Rahim ve fallop tüplerinin özel bir sıvı ile görüntülenerek olası sorunları ortaya çıkaran bir röntgendir. Benim için işlem sırasında ağrı oldu ama baş edilebilir seviyedeydi. Anestezi seçeneklerini doktorunuzla konuşabilirsiniz.  

Eşin Testleri (Spermiogram): Eşten bulaşıcı hastalık testleri ve spermiogram istenir. Bu test, sperm hücrelerinin üreme için uygunluğunu değerlendirir.  

​Doktorumuzun ilk değerlendirmesi, doğrudan tüp bebek yerine iki kez aşılama tedavisi (IUI) uygulanması yönündeydi. Aşılama, sperm laboratuvarda hazırlanıp rahme aktarılsa da, döllenmenin doğal ortamda gerçekleştiği bir yöntemdir. Ne yazık ki, her iki denememiz de olumsuz sonuçlandı. Bu başarısızlıklar üzerine, tüp bebek tedavisine geçmeye karar verdik.  

​Yumurtalık Uyarımı ve Embriyo Transferi

​Tüp bebek tedavisinin asıl başlangıcı olan yumurtalık uyarımı süreci, hormon ilaçları (iğneler) kullanılarak yumurtalıkların birden fazla yumurta üretmesini sağlamayı amaçlar.  

İlaçlar ve Takip: FSH gibi hormon ilaçları 10-14 gün boyunca uygulanır. Bu süreçte folikül büyümesi ultrason ve kan testleriyle yakından izlenir.  

​Yumurta Toplama: Foliküller olgunlaştığında (hCG iğnesi sonrası), yumurtalar sedasyon altında ince iğnelerle toplanır.  

Döllenme ve Transfer: Laboratuvarda spermle döllenen yumurtalar embriyoyu oluşturur. Embriyolar, genellikle 3. veya 5. günde rahim içine transfer edilir. Benim transferim 3. gün yapıldı ve ağrısız bir deneyimdi.  

​Bu aşamada aşırı uyarım (OHSS) riski olduğu için doktorunuzun önerilerine uymak hayati önem taşır.  

​Zihinsel ve Duygusal Yolculuk: Umutsuzluktan Güce

​Tüp bebek süreci sadece bedensel değil, aynı zamanda yoğun bir zihinsel ve duygusal yolculuktu. Her kontrol, her iğne ve her bekleyiş bir sabır sınavıydı.  

Umutsuzluk Anları: İlk aşılama başarısız olduğunda dünyam başıma yıkılmış gibi hissettim. "Neyi yanlış yaptım?" diye kendimi sorguladım. İkinci denemenin de olumsuz olması, her şeyden vazgeçmek istememe neden oldu. Bu dönemde başarısızlık hikâyeleri aklımda daha çok kalıyor, kendimi karanlık bir girdaba çekilmiş gibi hissediyordum.  

Umudu Yeniden Yeşertmek: Tam ümitsizliğe kapılmışken doktorumun "Önemli olan yılmadan devam etmek" sözleri bana güç verdi. O an, bunca yolu gelmişken vazgeçemeyeceğimi anladım. Enjeksiyonları yaparken kendimi daha güçlü hissediyor, her seferinde umutsuzluğa düşmek yerine umut ışığını tekrar bulmayı öğreniyordum.  

Bekleyişin Ağırlığı: Embriyo transferi sonrası bekleyiş, hayatımın en uzun 15 günüydü. Vücudumdaki her değişikliği, en küçük bir ağrıyı bile "Acaba tuttu mu?" diye yorumluyordum. Sonucun pozitif olduğunu öğrendiğim an, tarif edilemez bir duygu seli yaşasam da, aynı anda yaşadığım vajinal kanama sebebiyle büyük bir korku da hissettim.  

​"Öğrendiğim en önemli şey, hiçbir zaman tamamen umutsuzluğa teslim olmamak gerektiğiydi. Çünkü umut, en beklenmedik anda tekrar filizlenebilir."  

​Gücün Kaynağı: Eş Desteği ve Çevreden Gelen Tepkiler

​Eş Desteğinin Önemi: Tüp bebek tedavisi yıpratıcı bir süreçtir ve eş desteği almak kadının kendini güçlü hissetmesini sağlar. Benim eşim Levent, iğneler konusunda yardım etmesi, moralim bozuk olduğunda beni rahatlatması ve kontrollere beraber gitmemizle bana büyük bir güven verdi. Bu yolculukta duygularımızı birbirimize açıkça anlatabilmek, aramızdaki destekleyici ilişkinin en temel noktasıydı. Unutmayın, bu süreç sadece bir tarafın değil, birlikte yaşadığınız bir deneyimdir.  

Çevreden Gelen Tepkiler: Bu süreçte çok farklı tepkilerle karşılaştım. Ailem ve eşim en büyük destekçimdi. Ancak maalesef, bazı insanlar farkında olmadan kırıcı sözler söyleyebiliyor:  

​"Tüp bebek tedavisi çok zor, bunca zahmete değer mi?"  

​"Strese girme, rahat olursan zaten kendiliğinden olurdu."  

​"Belki de kaderindir, fazla zorlamamak lazım."  

​Bu yorumlar üzücü olsa da, anne olmak benim en büyük hayalimdi ve çaba harcamaktan asla pişmanlık duymadım. En önemlisi, eşim ve ailemin sarsılmaz desteğini hissetmekti.  

​Tüp Bebek Sürecine Girecekler İçin Kalpten Gelen Öneriler

​Bu yoldan geçmiş biri olarak, sana kalpten gelen birkaç tavsiyem var:

Bilgilenin, Kıyaslamayın: Süreç hakkında bilgi sahibi olmak güçlü kılar. Ancak internette kaybolmaktan kaçının. Herkesin hikayesi kendine özgüdür; kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.  

Sabır, Sabır, Biraz Daha Sabır: Tedavi boyunca en çok karşılaşacağınız kelime beklemek olacak. Zor zamanlar geldiğinde kendinize şunu hatırlatın: "Şu an geçici".  

Destek Almaktan Çekinmeyin: Hissettiğiniz hiçbir şey "yanlış" değil. Bir terapistle konuşmak, destek gruplarına katılmak ya da eşinizle duygusal bağ kurmak çok iyi gelebilir.  

Kendinize İyi Bakın: Beslenme, uyku ve hareket; ruhsal dayanıklılığınız için de önemlidir. Size iyi gelen küçük şeylere (dua etmek, meditasyon, yürüyüş) zaman ayırın.  

Sonuca Değil, Sürece Odaklanın: Her sonucu kontrol edemezsiniz, ama kendinize olan yaklaşımınızı kontrol edebilirsiniz. Bu süreç, içsel bir güçle tanışma, sabrın ne olduğunu öğrenme ve sevginin farklı biçimlerini keşfetme yolculuğudur.  

​Tüp bebek bir mücadele süreci olsa da, aynı zamanda hayatı daha derin hissetmenizi sağlayan bir hikayedir. Şu an yaşadığın her zorluk, gelecekteki bir "şükür anı"nın parçası olabilir. Pes etme, yılma, çünkü her şeyin sonunda umut kazanacak. 

Kitabımda tüm samimiyetimle anlattığım hikayem; zorluklarla, umutsuzluk anlarıyla, ama en sonunda büyük bir güç ve mutlulukla dolu. Amacım, sana bir umut ışığı olabilmek. Kitabımı okumak için tıkla: Tüp Bebekle Anne Olmak

​Yolun açık, kalbin umutla dolu olsun.


Yorumlar