Proloterapi Nedir? Hangi Hastalıklara Uygulanır?

Proloterapi Nedir

Proloterapi Nedir?

Proloterapi kelimesi hasarlı alandaki doku büyümesini ve dokunun tamirini amaçladığı için  proliferasyonun (çoğalma, artış) kısaltılmışı olan ‘’prolo‘’ sözcüğünden gelmektedir. Proliferatif enjeksiyon tedavisi, "rejeneratif" yani "iyileştirici" tedavi olarak da bilinir.

Proloterapi Nasıl Etki Gösterir?

Proloterapi tedavisinde enjeksiyon tekniği ile enjekte edilen maddeler, zayıflamış  bağlarda, hasarlı  tendonlarda, kaslarda ve bunların kemiğe yapışma yerlerinde inflamasyon oluşturarak bu dokularda tamir, güçlenme ve iyileşme sürecini başlatır. Tedavideki amaç yalnızca ağrıyı azaltmak değil, kalıcı iyileşme sürecine de katkıda bulunmaktır. 
Proloterapi, kortizon içerikli bir uygulama değildir. Konusunda uzmanlaşmış bir doktor tarafından, şekerli ya da tuzlu su içerikli (dekstroz, serum fizyolojik) solüsyonun omurgaya, tendonlara, bağlara, kaslara ve eklemlere uygulanmasıyla gerçekleştirilen bir işlemdir.
Proloterapi uygulamasındaki en önemli mekanizmalardan birisi de bağlarda sağlanan kuvvet ve gerginlik artışıdır. Omurgayı sabitleyen ve kemikleri birbirine bağlayan en önemli yapıların başında bağlar gelir. Proloterapi uygulaması ile sağlanan bağlardaki kuvvetlenme aynı zamanda kireçlenme ve eklem sıvısı kaybı nedeniyle iyice daralmış olan bir diz eklemi çevresinde de güçlenme ve eklem aralığında bir miktar açılma sağlayabilir.
Nöroproloterapi olarak bilinen bir diğer uygulama yöntemi ise proloterapiden farklı olarak, sinir sistemi üzerinden etki ederek hasarlı dokularda dolaşım ve sinir iletim aktivitelerini düzenleyerek ağrınının ve doku hasarının iyileşme sürecini hızlandırır.

Proloterapi Seansları

Proloterapi uygulamasında gerekli olan seans sayısı ilk seanstan ortalama üç hafta sonraki kontrollerde iyileşme yanıtına göre doktor tarafından belirlenir. Genellikle bir ila dört seansa kadar uygulama yapılabilmektedir.

proloterapi

Proloterapi Hangi Hastalıklara Uygulanır?

Proloterapi tedavisinin uygulandığı hastalıklar oldukça fazladır, bu hastalıkları sıralayacak olursak:

Kas spazmı ve boyun ağrısı kökenli baş ağrıları ve baş dönmeleri
Ameliyat ve fizik tedavi sonrasında geçmeyen, kas, eklem ve omurga ağrıları
Yumuşak doku romatizmaları (fibromyalji sendromu, myofasiyal ağrı sendromu)
Tendon ve bağlarda iyileşmeyen kronik rahatsızlıklar (tendinitler)
Çene eklemindeki sorunlar (TME disfonksiyonu)
Tekrarlayan ve geçmeyen kronikleşmiş boyun, sırt ve bel ağrıları (fıtıklar, kireçlenmeler, kanal daralması, kas spazmı, sinir sıkışmaları, tetik noktalar)
Skolyoz (omurga eğriliği) kaynaklı ağrı
Tekrarlayan ve geçmeyen kronik omuz ağrıları ( donuk omuz, omuz çıkığı, kas ve tendon problemleri)
Tenisçi ve golfçü dirseği (epikondilit)
Karpal tünel sendromu ( el bileğinde sinir sıkışması)
Tetik parmak
İnatçı kuyruk sokumu ağrısı
Siyatik ağrıları
Geçmeyen kalça ağrıları (avasküler nekroz, kireçlenmeler, kas ve tendon zedelenmeleri, perthes hastalığı)
Tekrarlayan ve geçmeyen kronikleşmiş diz ağrıları (menisküs yırtıkları, kireçlenmeler, diz kapağı kökenli ağrılar, diz ön, arka ve yan bağlarında zedelenmeler, kondromalazi, perthes hastalığı)
Tekrarlayan ve geçmeyen ayak ve ayak bileği ağrıları (kireçlenmeler, burkulmalar, sinir sıkışmaları, plantar fasit, metatarsalji, morton nörinoması)
Topuk dikeni
Sporcularda kas, tendon yaralanması, eklem burkulması ve zorlanmalarına bağlı gelişen ağrılar
Kırık sonrasında gelişen inatçı ağrılar, avasküler nekrozlar (damarlanması bozulan kemikte erime ve tam kaynamamaya bağlı ağrı)
Kemik erimesiyle ortaya çıkan omurga ağrıları.

Bu hastalıklarda proloterapi uygulamasının oldukça faydalı olabileceği görülmüştür.

Yorumlar